Bilal Erdoğan’dan “Filistin yürüyüşü” çağrısı: “Bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var”

Bilal Erdoğan’dan "Filistin yürüyüşü" çağrısı: "Bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var"

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, 1 Ocak 2026 tarihinde Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Filistin’e destek yürüyüşü için vatandaşlara buluşma çağrısında bulundu. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan açıklamasında, “Bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi.
Milli İrade Platformu tarafından, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Gazze’ye destek gösterisine ilişkin Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi. “Sinmiyoruz, Susmuyoruz, Filistin’i Unutmuyoruz” ve “Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek” sloganlarıyla 1 Ocak saat 08.30’da yapılacak yürüyüş için ortak çağrı yapıldı. Toplantıya TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Fenerbahçe yönetim kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi katıldı.

“Bir ’İnsanlık İttifakı’na’ her zamankinden daha çok ihtiyacımız var”
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan meselenin siyaset üstü olduğunu belirterek, “Bunun bir soykırım olduğunu nice kuruluşlar, çeşitli bağımsız mahkemeler söylediler. Hatta İsrail’in kendi insan hakları örgütleri dahi Filistin’de gerçekleşenin bir soykırım olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyledi. Dolayısıyla bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir “İnsanlık İttifakı’na” her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu soykırımın arkasındaki İsrail Nazizm’inin yeniden hortlamaması için şu anda bir ateşkes dönemindeyiz ama bu ateşkes gerçek bir ateşkes olmadı. Gazze’de gerçek bir ateşkes olmadığı gibi Batı Şeria’daki sivillere yönelik saldırılar da hiçbir zaman olmadığı kadar artmış durumda. Bunu da bütün uluslararası kuruluşlar yerinde tespit ediyorlar. Onun için bu İsrail Nazizm’inin hortlamaması için ve bu bölgede gerçek bir barışın tesis edilmesi için, suçlunun sorumlu tutulması, bunun da savaş tazminatı ödemeye İsrail’in mahkum edilmesiyle ancak mümkün olacağını düşünüyoruz. Gazze’nin yeniden inşasının bu işin kabahatlisi konumunda olan ve bu soykırımı gerçekleştiren İsrail Nazizm’ine yaptırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Hızlı bir şekilde bu bölgede iki devletli çözümün hayata geçirilmesiyle ilgili de uluslararası toplumun hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızın bu konudaki samimi gayretine, güçlü liderliğine çok değer veriyoruz. Gerçekten bütün İslam ülkeleri bu liderlik etrafında, bu duruş etrafında keşke durabilseydi bugüne kadar diye değerlendiriyoruz. Yine ben bütün katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, bütün medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. 1 Ocak sabahı dünyaya yeniden güçlü bir ses vermek için Galata Köprüsü’nde buluşmak üzere diyorum” şeklinde konuştu.

“Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı”
TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci ise, “Bu vatan topraklarını canı pahasına koruyan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Hürriyet mücadelesi veren cesur Filistin halkını ve mazlum coğrafyaları tüm benliğimle selamlıyorum. Bugün, burada 400’e yakın sivil toplum kuruluşumuz ile Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı olarak; tarihe üçüncü kez not düşmek üzere toplandık. Filistin’de devam eden sistematik zulme karşı sessiz kalmayı, çifte standartlı açıklamaları, geciktirilen kınamaları, sessizliği, kayıtsızlığı, reddettiğimizi duyurmak üzere toplandık. 7 Ekim’den bu yana; yani 27 aydır Gazze’de yaşananlar, bütün dünyanın gözü önünde bir halkın adım adım, yavaşlatılmış bir şekilde yok edilme projesidir. O günden bugüne Gazze topraklarına; 210 bin ton bomba atıldı. 70 bin kişiyi aşkın şehit, 200 bin kişi yaralı düştü. 2 bin 600 ailenin tamamı nüfustan silindi. 5 bin aileden geriye sadece 1 kişi kaldı. 45 bine yakın Filistinli sakat kaldı. 20 binden fazla Filistinli gözaltına alındı. 12 bin Filistinli keyfi olarak tutuklandı. Konutların yüzde 92’si yıkıldı. Okulların yüzde 95’i bombalandı. Şehrin tamamının yüzde 87’si hasar gördü. Kağıt üzerinde imzalanan sözde ateşkes başladı. Sözde diyoruz çünkü ateşkes hala sürerken bile Gazze topraklarında ölüm, bir an bile durmadı, durmuyor. Sadece bu ateşkes sürecinde; 500’e yakın sivil vatandaş öldürüldü. Tıbbi tahliye bekleyen bin 92 hasta hayatını kaybetti. İnsanların yaşam alanları 413 kez bombalandı. Gazze şeridine girmesi gereken yaklaşık 42 bin yardım tırı yerine yalnızca 14 bin yardım tırı girebildi. Temel insani haklara erişimi konuşmuyoruz bile. Aslında 20 maddelik Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı. Çünkü görüyoruz ki katil İsrail bu süreçte; ölümü durdurmadı, yıkımı durdurmadı, kuşatmayı durdurmadı. Ve tüm bunlar yaşanırken soykırımcı, katil Netanyahu ve savaş suçluları hala bağımsız ve adil bir mahkeme önünde yargılanmadı. Sekiz aylık bir bebek, soğuktan çadırında donarak ölüyorsa hangi sistemden hangi insaniyetten hangi adaletten bahsedebiliriz. Bir tencere pilav binlerce kişiye paylaştırılmaya çalışılıyorsa hangi hakkaniyetten bahsedebiliriz. Hiçbir gerekçe olmadan binlerce insan üstleri başları soyularak tutuklanıyor ve türlerce işkenceye maruz bırakılıyorsa hangi hürriyetten bahsedebiliriz. Bunlar ve daha fazlası yaşanırken tamamına seyirci kalan hangi dünya düzeninden, hangi kurum ve kavramdan bahsedebiliriz” dedi.

“Bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız”
Dünya barışının, Batı’nın kukla liderlerinin insafına, hırsına, çıkarına ve kaprislerine terk edilmemesi gerektiğini söyleyen Beşinci, “Merhametini yitirmiş bir çağda bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız. Tam da bu yüzden; Galata Köprüsü, mazlumun feryadını ümmetin vicdanına taşıyan bir şahitlik çizgisine dönüşüyor. Farklı şehirlerden, farklı dillerden, farklı hayatlardan katılanlara, tarihin önünde kurulmuş bir vicdan kürsüsü oluyor. Bu bir etkinlik ilanı değil; bir şahitlik çağrısıdır. Galata köprüsü, iki yakayı bağlayan bir geçit değil; bir vicdan çizgisidir. O çizgide durmak ’tarafsızlık’ değil; insan olabilmek, insan kalabilmektir. Orada yürümek, kalabalık olmak değil; tarihe ’Buradayım’ diye not düşmektir. Başkaldırmaktır. Dünyaya 5’ten büyük olduğunu göstermek demektir. 1 Ocak 2026 sabahı saat 08.30 da ’Unutmayız’ demekle yetinmediğimizi; unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı göstermek için Galata Köprüsü’ne gelin. Anneler, Babalar, Gençler. Suskunluğun duvarını yıkmaya, alışkanlığın zincirini kırmaya; Vicdanın merhametin temsilcisi olmaya gelin. Vakıflar, dernekler, cemiyetler, camialar. Kınama cümlelerinin ötesine geçin; sahaya, sokağa, şahitliğe gelin. Basın mensupları, fenomenler, sanatçılar. Bir manşet değil, bir hakikat taşıyın; mazlumun sesini satır satır dünyaya duyurmaya, tarihe vicdan kaydı düşmeye gelin. Gelin ki yeni yılın ilk mesajını tüm dünyaya hep beraber verelim. Sinmediğimizi, susmadığımızı, Filistin’i, unutmadığımızı, tüm dünyaya hep beraber gösterelim” şeklinde konuştu.

4 büyük kulüpten ortak çağrı
Toplantıda konuşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ise “Filistin’de yaşananların, Filistin’deki zulmün dünyaya duyurulmasında çok büyük destek olacak, bir etkinlik için buradayız. Galatasaray Spor Kulübü olarak Filistin’de yaşananların başladığı birinci gününden itibaren kulüp olarak hassasiyetimizi stattaki etkinlikte göstermiştik. Burada yaşanan insanlık dramına Galatasaray Spor Kulübü olarak duyarsız kalmamız mümkün değil. Temsil ettiğimiz kurumlar olarak da biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki çalışmalarına destek vermek zorundayız” dedi.
Beşiktaş Başkanı Serdar Adalı ise, “Bu zulmün Filistin’deki soykırımın başladığı ilk günden itibaren gerek kulüp olarak gerek taraftar grubu olarak gerek derneklerimiz olarak bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Bundan sonrada yapmaya devam edeceğiz. Maalesef bu ateşkes sözcüğünün çok açık şekilde yerine gelmediğinin farkındayız. Bunu gündemde tutmamız lazım. Taze tutmamız lazım ve mücadeleye devam etmemiz lazım” diye konuştu.
Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, “Bu gerçek anlamda bir insanlık suçudur, yıllardır süren katliam var, dünyanın hiçbir yerinde örneği yok. Bir şekilde bu insanlık suçunun bu çağda durdurulması gerekiyor, herkesin bu tepkiyi ufağına büyüğüne bakmadan vermesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ise, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin bu konuda yapacağı bütün etkinliklerde camia olarak yanlarında olacağız. Bizler camiamız, diğer camialar hep birlikte 1 Ocak’ta dünyaya da güzel bir resim vererek gündeme getireceğiz” dedi.

Exit mobile version